Karşılıksız Yararlanma Suçu ve Cezası
- By admin
KARŞILIKSIZ YARARLANMA SUÇU VE CEZASI
TCK Madde 163, karşılıksız yararlanma suçunu şu şekilde tanımlar:
Karşılıksız yararlanma
Madde 163- (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan v
e bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten kaçak olarak ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır.[/caption]Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 163, karşılıksız yararlanma suçu ile ilgili hükümleri düzenlemektedir. Bu suç, bir kişinin kendisi veya başkası için hukuka aykırı olarak mal varlığı avantajı sağlamasını ifade eder. Bu makalede, karşılıksız yararlanma suçunun tanımı, unsurları, cezai yaptırımları, güncel Yargıtay kararları ve bu suça karşı müvekkillere yönelik tavsiyeler detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Karşılıksız Yararlanma Suçunun Tanımı ve Unsurları
Karşılıksız yararlanma suçunun oluşabilmesi için bazı unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir:
- Hukuka Aykırılık: Kazanılan mal varlığı avantajının hukuka aykırı olması gerekmektedir. Hukuka aykırılık, kazanılan mal varlığının yasal olmayan yollarla elde edilmesini ifade eder.
- Mal Varlığı Avantajı: Kazanılan avantajın maddi bir değere sahip olması gerekmektedir. Bu, para, mal veya hizmet olabilmektedir.
- Kasten İşleme: Suçun işlenmesi sırasında failin kastı bulunmalıdır. Yani, fail, hukuka aykırı olarak mal varlığı avantajı sağladığının bilincinde olmalıdır.
KARŞILIKSIZ YARARLANMA SUÇU GEREKÇESİ
Karşılıksız yararlanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, failin, başkasına ait bir mal veya hizmetten, sahibinin rızası olmaksızın, karşılıksız olarak yararlanmasını ifade eder. Bu suçun oluşabilmesi için bazı unsurların bir arada bulunması gerekmektedir:
1. Korunan Hukuki Değer
Karşılıksız yararlanma suçu ile korunan hukuki değer, mal veya hizmet sahibinin mülkiyet hakkı ve ekonomik menfaatleridir. Suç, sahibinin izni olmaksızın başkasının mal veya hizmetinden faydalanma suretiyle mal sahibinin zararına sebep olmayı hedef alır.
2. Fiil
Bu suçun oluşabilmesi için failin başkasına ait bir mal veya hizmetten sahibinin rızası olmaksızın yararlanması gerekmektedir. Mal veya hizmetin, fail tarafından halk tabiri ile kaçak bir şekilde karşılıksız olarak kullanılması suçu oluşturur.
3. Fail ve Mağdur
Bu suçun faili herkes olabilmektedir. Mağdur ise, mal veya hizmetingerçek sahibi veya bu mal üzerinde tasarruf yetkisi bulunan kişidir.
4. Kast
Karşılıksız yararlanma suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Fail, mal veya hizmetten karşılıksız olarak yararlandığını bilerek ve isteyerek hareket etmelidir.
Suçun Cezalandırılması
Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesi gereğince, karşılıksız yararlanma suçunun cezası, mağdurun şikayeti üzerine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. Ancak, suçun basit hali için öngörülen bu ceza, suça konu mal veya hizmetin değerine ve suçun işleniş biçimine göre artırılabilmektedir.
Karşılıksız Yararlanma Suçunun Cezai Yaptırımları
TCK Madde 163 kapsamında karşılıksız kazanma suçunu işleyen kişiler için öngörülen cezai yaptırımlar şu şekildedir:
- Hapis Cezası: Suçun işlenmesi halinde, faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
- Adli Para Cezası: Hapis cezasının yanı sıra, adli para cezası da uygulanabilmektedir.
Karşılıksız Yararlanma Suçu Örnekleri;
1. Elektrik ve Su Kullanımı
Bir kişinin, komşusunun elektrik veya su hattına yasa dışı bir bağlantı yaparak bu kaynakları kullanması, karşılıksız yararlanma suçunun klasik bir örneğidir. Bu durumda, mal sahibinin izni olmadan ekonomik değeri olan bir kaynaktan faydalanılmıştır.
2. İnternet Bağlantısı
Başkasının Wi-Fi şifresini izinsiz bir şekilde öğrenip, internet bağlantısını kullanmak da karşılıksız yararlanma suçunu oluşturur. İnternet hizmeti, maddi bir değer taşıdığından, bu hizmetten izinsiz yararlanma suçu kapsamına girmektedir.
3. Kamu Taşıma Araçları
Toplu taşıma araçlarında bilet almadan seyahat etmek, bir başka örnek olarak değerlendirilebilir. Örneğin, otobüs veya metro gibi toplu taşıma araçlarında, yolcunun bilet almadan veya kartını okutmadan seyahat etmesi, bu suçu teşkil etmektedir.
4. Abonelik Hizmetleri
Bir kişinin, başkasına ait bir abonelik hizmetini kaçak bir şekilde (örneğin, dijital yayın platformları veya spor salonu üyelikleri) izinsiz kullanması, karşılıksız yararlanma suçuna örnektir. Bu durumda, fail, abonelik hizmetinden bedel ödemeden yararlanmıştır.
5. Telefon Görüşmeleri
Başkasına ait telefon hattını kaçak olarak izinsiz kullanarak telefon görüşmeleri yapmak da bu suça örnek olarak gösterilebilir. Bu durumda, fail, telefon hattı sahibinin bilgisi ve rızası olmadan, onun ekonomik değer taşıyan hizmetinden faydalanmaktadır.
6. Ürün veya Hizmet Denemeleri
Bazı durumlarda, ticari kuruluşlar ürün veya hizmetlerini denemek amacıyla sınırlı süreli ücretsiz kullanım sunabilirler. Ancak, bu süreyi aşarak veya başka yöntemlerle bu ürün veya hizmetlerden izinsiz ve karşılıksız yararlanmaya devam etmek, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturur.
7. Kütüphane Hizmetleri
Kütüphanelerdeki ücretli hizmetlerden (örneğin, fotokopi veya yazıcı kullanımı) izinsiz olarak yararlanmak da bu suç kapsamında değerlendirilebilir. Ücret ödenmesi gereken bir hizmetten izinsiz ve bedelsiz yararlanma durumu söz konusudur.
Müvekkillere Tavsiyeler
Karşılıksız kazanma suçu ile ilgili olarak müvekkillere şu tavsiyelerde bulunmak mümkündür:
- Hukuka Uygun Davranın: Her türlü mal varlığı işlemlerinde hukuka uygun hareket edin. Hukuka aykırı bir kazanç elde etmeye çalışmak, ciddi hukuki sorunlarla karşılaşmanıza neden olabilir.
- Kapsamlı Araştırma Yapın: Özellikle büyük çaplı mal varlığı işlemlerinde, hukuki danışmanlık hizmeti alarak işlem öncesinde kapsamlı bir araştırma yapın.
- Şüpheli Durumları Bildirin: Şüpheli gördüğünüz veya hukuka aykırı olduğunu düşündüğünüz işlemleri ilgili mercilere bildirin.
- Dokümantasyon ve Kayıt Tutun: Yaptığınız tüm mal varlığı işlemlerini detaylı bir şekilde belgeleyin ve kayıt altında tutun. Bu, ileride oluşabilecek hukuki sorunlarda sizin lehinize delil teşkil edebilmektedir.
Sonuç
TCK Madde 163 kapsamında düzenlenen kaçak kullanımın önlenmesine yönelik karşılıksız yararlanma suçu, hukuka aykırı yollarla mal varlığı avantajı elde eden kişilere yönelik önemli yaptırımlar içermektedir. Bu suçun unsurlarını ve cezai yaptırımlarını bilmek, hukuka uygun hareket etmek açısından kritik öneme sahiptir. Güncel Yargıtay kararları, bu suçun uygulama alanını ve hukuki yorumlarını anlamak için değerlidir. Müvekkillerin hukuki risklerden korunmaları için hukuka uygun hareket etmeleri ve gerekli önlemleri almaları gerekmektedir.
SEO uyumlu anahtar kelimelerle zenginleştirilen bu makale, karşılıksız kazanma suçu ile ilgili kapsamlı bir bilgi kaynağı sunmayı amaçlamaktadır. Google’da üst sıralarda yer almak için içeriğin kaliteli, özgün ve bilgilendirici olması önemlidir.
TCK 163 (Karşılıksız Yararlanma Suçu) Güncel Yargıtay Kararları
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/19746 Karar: 2017/7072 Tarih: 05.06.2017
- TCK 163. Madde
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
1- )Uyap kayıtlarından yargılamaya konu tutanak dışında aynı yerle ilgili olarak sanık hakkında başka tespit tutanaklarının da düzenlendiğinin anlaşıldığı, gerçeğin şüpheye yer vermeyecek şekilde açığa çıkartılması, zincirleme suç hükümlerinin uygulama yerinin tespiti ile varsa mükerrer cezalandırılmanın önüne geçilmesi, 6352 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesiyle getirilen düzenleme yönünden haksız yere hak kaybına uğranmasının önlenmesi bakımından, sanık hakkında açılan her bir dava dosyasının suç ve iddianame tarihleri tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, tutanaklar arasındaki süre dikkate alındığında; kesinleşen dosyalardaki ceza miktarları mahsup edilerek TCK’nın 43. maddesinin uygulanması koşulları tartışılıp değerlendirilmeden sanık hakkında eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- )6352 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçları 5237 Sayılı TCK’nın 163/3. maddesinden düzenlenmiştir. ‘‘Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’
Suçun sübutu halinde; mutlaka bakılması gereken husus ödeme konusudur.
Bu durumda da bakılması gereken madde 5237 Sayılı TCK’nın 168/5: ‘‘Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.’’
Bahsedilen zarar; vergili ve cezasız miktardır. Fakat ilgili maddede zararın soruşturma aşamasında ödenmesinden bahsedilmiştir. Bu durumda Cumhuriyet Savcısı keşif yapıp alınacak rapor sonucunda sanığa ödeme bildiriminde bulunmalıdır.
Eğer zarar soruşturma aşamasında tamamen ödenmişse mutlaka düşme kararı verilip adli sicilde bunlara dair mahsus bir sisteme kayıt ettirilmelidir. Sanık soruşturma aşamasında hiç ödeme yapmamış, sanığa ödeme ihtarı da yapılmamış ve sanık kovuşturma aşamasında bilirkişinin hesapladığı miktarı tamamen gidermişse yine düşme kararı verilmelidir.
Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; bilirkişiden normal tarifeye göre vergiler dahil, cezasız kaçak kullanım bedeline dair rapor alındıktan sonra sanığa makul bir süre verilerek zararı tamamen tazmin etmesi halinde sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- )Kabul ve uygulamaya göre de;
a- )Hüküm fıkrasında sanık hakkında, tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu bir kanaatin oluşmaması sebebiyle hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine, ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına, yazılmasına rağmen gerekçeli kararda daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanığın duruşmada gözlenen pişmanlığı nedeni ile tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde oluşan olumlu kanaate göre verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi suretiyle çelişki oluşturulması,
b- )T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine dair olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması sebebiyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53.maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık …‘ın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan sebeplerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/2578 Karar: 2017/3594 Tarih: 27.03.2017
- TCK 163. Madde
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
6352 Sayılı Kanun sonrası 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçları 5237 Sayılı TCK 163/3. maddesinden düzenlenmiştir. ‘‘Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’
Suçun sübutu ve elektriğin sayaçtan geçmeden kullanıldığı bilirkişi raporu ile sabitse; mutlaka bakılması gereken husus ödeme konusudur.
Bu durumda da bakılması gereken madde 5237 Sayılı 168/5: ‘‘Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.’’
Bahsedilen zarar; vergili ve cezasız miktardır. Fakat ilgili maddede zararın soruşturma aşamasında ödenmesinden bahsedilmiştir. Bu durumda Cumhuriyet Savcısı tarafından keşif yapılıp alınacak rapor sonucunda sanığa ödeme bildiriminde bulunmalıdır.
Eğer zarar soruşturma aşamasında tamamen ödenmişse mutlaka düşme kararı verilip adli sicilde bunlara dair mahsus bir sisteme kayıt ettirilmelidir. Sanık soruşturma aşamasında hiç ödeme yapmamış, sanığa ödeme ihtarı da yapılmamış ve sanık kovuşturma aşamasında bilirkişinin hesapladığı miktarı tamamen gidermişse yine düşme verilmelidir.
Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; sanık hakkında borçtan dolayı kesilen elektriği izinsiz olarak kullanmaktan dolayı kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlenmesi karşısında; sanığın tarım arazisinde kullanılan elektrik sayacının tüketimi eksik gösterip göstermediği veya sayaca tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale edilip edilmediğinin tespit edilebilmesi için; sanığın suça konu yerde ne kadar süredir bulunduğunun ve kaçak ya da usulsüz kullanımın ne zaman başladığının kesin olarak saptanması, sanık suça konu yerde halen bulunuyor ise keşif yapılıp kurulu güç belirlenmek suretiyle; bulunmuyor ise tespit tutanağında belirtilen devreden geçen akım miktarına göre yine tespit tutanağında belirtilen endeks değerinin uyumlu olup olmadığı ve usulsüz kullanım bedeli konusunda ziraat ve elektrik teknik bilirkişilerinden rapor alınarak,
Alınan bilirkişi raporu sonucunda, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tespiti halinde, katılan kurumun bilirkişi tarafından tespit edilecek cezalar hariç vergiler dahil belirlenen zararın sanık tarafından kovuşturma aşamasında ödenen zararı karşıladığı tespit edildiği taktirde dava şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının düşürülmesine, karşılamadığı taktirde sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması,
YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/5487 Karar : 2018/12400 Tarih : 31.10.2018
- TCK 163. Madde
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
Sanığın kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığı iddiasıyla hakkında tutanak tutulduğu olayda, TCK’nın 163/3. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırına göre TCK’nın 66/1-e, 67/3 ve 67/4. maddeleri uyarınca hesaplanan 8 yıllık zamanaşımının 18/12/2009 tarihli mahkumiyet kararından hüküm tarihine kadar geçmiş bulunduğu gözetilmeden, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/173 Karar: 2015/390 Tarih: 16.04.2015
- TCK 163. Madde
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
Dosya kapsamına göre, muterizin ikamet ettiği evinde kaçak elektrik kullanmak şeklinde kabul edilen eyleminden dolayı, Dicle Elektrik Dağıtım Müessesesince kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirilmiş, muteriz tarafından yapılan itiraz üzerine, incelemeyi yapan Hani Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, dosyada mevcut delillerin cezanın haklılığına yeter mahiyette olmadığından bahisle başvurunun kabulüne karar verilmiş ise de, somut olayda Dicle Elektrik Dağıtım Müessesesince muteriz hakkında kaçak elektrik kullanım bedeli tahakkuk ettirilmesine ve tahsiline karar verildiği, muteriz hakkında verilmiş bir idari para cezası bulunmadığı, tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeline ilişkin ödeme emrine karşı ilgili kuruma itirazda bulunulması gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden reddi yerine, işin esasına girilerek kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Sonuç: Abonelik esasına göre yararlanılabilinen elektrik enerjisinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 163/3. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı, zararın giderilmesinin de aynı Kanunun 168/5. maddesi uyarınca etkin pişmanlık olarak değerlendirilebileceği. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanılması durumunda yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen kurul kararının 1-F maddesinde itirazcının kaçak tahakkukuna ilişkin olarak son ödeme tarihine kadar kuruma itiraz edebileceğinin düzenlendiği, yine anılan Kurul tarafından çıkarılan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Müşteri hakları ve zararların tazmini” başlıklı 33. maddesinde yer alan “ Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan müşterilerin hakları ve zararlarının tazmini konusunda, Kanunun 11. maddesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ile buna ilişkin diğer mevzuat uygulanır” şeklindeki düzenleme uyarınca tahakkuk ettirilen kaçak elektrik tüketim bedeline yönelik uyuşmazlığın anılan Yönetmelikte belirtilen mevzuat hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği, mevcut olayda Kabahatler Kanunu kapsamında verilmiş bir idari para cezasının bulunmaması nedeniyle bu Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşıldığından ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, Hani Sulh Ceza Mahkemesinin 14.04.2014 tarihli ve 2014/18 değişik iş sayılı kararının CMK.nın 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, 16.04.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/17363 Karar: 2014/9913 Tarih: 20.05.2014
- TCK 163. Madde
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Suça sürüklenen çocuğun, yanında 9-10 yaşlarında olan açık kimliği tespit edilemeyen kız çocuğu ile birlikte müştekiye ait iddia bayinin önüne geldikleri, bu sırada kimliği tespit edilemeyen erkek bir şahsın aracı ile iddia bayinin önüne geldiği ve aracının içinden müştekiye oynamak için kupon uzattığı, müştekinin bu şahısla ilgilenmesini fırsat bilen suça sürüklenen çocuğun, yanında kız çocuğu ile birlikte iddia bayiinin önüne gelerek önceden hazırlanmış 3900 TL değerindeki kuponları makineye atarak oynadığı, sonrasında kapıdan çıkmaya çalıştığı, yakalanacağını anlayınca kuponu yanındaki kız çocuğuna vererek kaçmasını sağladığı, müştekinin suça sürüklenen çocuğu yakalayarak polise teslim ettiği, suça sürüklenen çocuğun bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; aracıyla gelip müştekiye kupon uzatan erkek şahsın, suça sürüklenen çocuk ile kız arkadaşına yardım ettiğine dair delil elde edilememiş ve müştekiye karşı hileli davranış sergilenmemiş olması karşısında, suça sürüklenen çocuğun iddia bayii olan müştekiye ait otomatik iddia oynama hizmeti veren ve bedeli ödenmek suretiyle yararlanması gereken iddia oyun makinasından, bedelsiz olarak yararlanmak olarak gerçekleşen eyleminin TCK’nın 163. maddesinde yazılı karşılıksız yararlanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmolunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş olup, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 326/son maddesi gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle, karar verildi.